Sağlıklı Beslenme Yolculuğum...

3 yaşında 22 kilogram olan obezite yolunda istikrarla ilerleyen bir çocuk idim :) Mesleğimle ilk tanışmam küçücükken ve hasta olarak idi.Şimdi sağlıklı kilomdayım ve kilo verip bunu koruyabilen biri olarak danışanlarımı çok çok iyi anlıyorum...

Bu yolda,öngörüleriyle sağlıklı beslenmeyi taa o yaşlarda hayatıma koymama ve bu mesleği seçmeme vesile olan canım annem ve babama,neşe kaynağımız Cansuyumuza,Bursa'ya ve danışanlarıma 1 sene aradan sonra ,yeniden merhaba demem adına destegini hiç eksik etmeyen sevgili eşime sonsuz teşekkürler...İyi ki varsınız!

Sayfalar

4 Ağustos 2011 Perşembe

Razaman Bayramı Sonrası Adres Değişikliği

Ramazan Bayramı sonrasında Formda Yaşam Beslenme Danışmanlık ve Yasam Koclugu olarak kendi ofisimde sizlerle olacagım…


Adres: Fatih Sultan Mehmet Bulv. Bahar Sitesi D Blok D:2 Nilüfer-BURSA

Sabit : 0 224 240 08 08

Yeni yerimizde,mutlu değişimlere,hepbirlikte…


Diyetisyen ve Yaşam Koçu Ruhan Süme Yiğit

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Ramazan Gelir Hoş Gelir...

Ramazan ayına özel önerilerim için alt tarafa yazmış oldugum linki tıklayabilirsiniz...

http://ruhanladiyet.com/diyetistasyon/?p=258

5 Temmuz 2011 Salı

30 Nisan 2011 Cumartesi

ruhanladiyet.com

Başarı öyküleri ve yeni yazılarımızı takip için ruhanladiyet.com ' u tıklayınız ;)

25 Şubat 2011 Cuma

Bilgi: Randevular


ilk görüşmemizden sonraki randevularına gelecek olan danışanlarım için yazıyorum.

Bir kısmınız randevularımızın uzun süre dolu olması sebebi ile sıkıntı yasıyorsunuz biliyorum,bu durumu tekrar yaşamamak adına tedbirlerimizi aldık endişeniz olmasın.

Kısa vadede çözüm önerim ise; size verebildiğimiz en yakın tarihte görüşmeye (elinizdeki program ve/veya programları uygulayarak) gelmenizdir.

(Bu arada bir ricam olacak, aldığınız randevunuza gelemeyecekseniz bunu randevu merkezimize 1-2 gün önceden bildirirseniz gerçekten cok mutlu olacağım.)

Sorularınız için her daim bana ulaşabilirsiniz unutmayın ;)

Formda ve mutlu kalın!
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

21 Şubat 2011 Pazartesi

Bir Başarı Öyküsü Daha Sizlerle...


03.05.2010 Büyük değişim günü, karaciğer sorunumun nedeni anlaşılamayıp diyetisyen önerisi aldığım gündür, o ana kadar ben 100 kg olmamdan hiç ama hiç rahatsız olmayan yemek yemeyi acayip seven biriyken mecburen öneriye uyup Ruhan hanım ile tanıştım kendisinden yardım istedim, bana 1 günü nasıl geçirdiğimi anlatmamı istedi, detaylı olarak nasıl beslendiğimi anlattım tabii ki çok kötü besleniyordum yemediğim hiçbir gıda ürünü yok ve hem de büyük bir keyif ile, bana bir liste verdi buna uymamı tavsiye etti listeye baktığımda sanki daha fazla yemek yiyeceğim ve kilo veremeyeceğim intibası uyandı bende, hatta ukalalık yapıp biraz itirazlarda da bulundum, ama sonrasında denilenlere aynen uydum ve yaklaşık 3 haftada ben 6 kg kadar verdim, hemen karaciğer testlerimi tekrar yaptırdım sonuç şahane, daha bir şevk ile devam ettikten sonra 3 ayda yaklaşık 20 kg verdim ve bu hızlı kiloyu verirken korktum ama Ruhan Hanım’ın korkma sadece yağların gidiyor çok sağlıklı zayıflıyorsun gibi bilgileri ile endişelerimi yenerek sonuca ulaştım, aradan 6 ay geçti tekrar kontrollerime gittiğimde karaciğer sorunum tamamen ortadan kalkmıştı, Ruhan Hanım ile tekrar görüşmek istedim, ve kilo ile ilgili sonuçta harikaydı kontrollerimizdeki sonucu büyük bir keyif ile gördük ki doğru beslendikten sonra hiç bir sorun yok her şey yolunda, biraz da sohbet edip keyfini çıkartmak istedik sohbetimizde Ruhan Hanım bana sizin isminizi vererek en az 50 kişi gelip benden yardım istedi diye söz etti, ben tabii ki bana sorana bilgi isteyene yardımcı olurum bilgi veririm ama bu kadar kişiye bahsetmedim, ama anladım ki insanlar duyduklarına değil gördüklerine inanıyor, acaba bende denesem olur mu diyenlerinde farkı görmelerine yardımcı olacağını düşündüğüm bir fotoğrafımı mailime eklemek istedim, bu değişimi sağlayan Ruhan Hanım’a ayrıca teşekkürler ediyorum, göreceğiniz gibi zor denilen şeyleri aslında kafamızda biz zor yapıyoruz insan istedikten sonra yapamayacağı hiçbir şey yok, YA ÇARE SİZSİNİZ, YA ÇARESİZSİNİZ. Karar sizindir, herkese sağlıklı günler dilerim.

Saygılarımla

Şenol ŞEN


Şenol Bey' in de dediği gibi başarmış kişiler "Acaba mı?" sorusu olan danışan adaylarına büyük motivasyon kaynağı,ben de bu sebeple sizlerle başarmış ve başarısını halen sürdüren danışanlarımın öykülerini ve resimlerini büyük bir keyifle paylaşıyorum.

Şenol Bey Tebrikler tekrar! Sağlıklı beslenme yolculuğunuzun bir ömür boyu devam etmesini dilerim...
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

Kilo Vermek Uğruna Kendinizi Hasta Etmeyin


Ergenlik döneminde olan gençlerimiz için bir uyarıda bulunmak istiyorum.Yapılan çalışmalarda, Obezite veya fazla kilo sebebiyle bilinçsiz diyet uygulayarak hızlı kilo veren ergenlerde birden fazla endokrin ve metabolik sorunun ortaya çıkabileceğini gösterilmektedir. Ve malasef bunların başında tiroid fonksiyon bozuklukları gelmektetir.
Uzman yardımı almadan veya yanlış yöntemlerle zayıflamaya çalışan ergenlerde görülen bu sorun,tüm hayat boyunca kişide inatçı bir kilo problemine yol açacaktır.
Yaz geliyor diye endişelenmek yerine önümde yaz,kış,ilkbahar,sonbahar,...mevsimler var,sağlıklı olmalıyım ve kilo vermeyi istiyorum ,bu işi başarmalıyım demek gerekiyor.

Kilo vermekle kalmayıp,başardığınızı sağlıkla koruduğunuz günler dilerim!

Dyt.Ruhan Süme Yiğit

13 Şubat 2011 Pazar

"www.ruhanladiyet.com" Yayında!

Blogla kalmamalı,profesyonel internet adresimiz de olmalı dedik ve ruhanladiyet.com 'u yayına soktuk.İnternet sitelerini bilirsiniz oralara her daim yeni şeyler yüklemek pek kolay olmaz genelde.Bu sebeple ben en yeni yazılarımı yine blogumda yayımlamaya devam edeceğim,ancak eklemeliyim ve haksızlık etmemeliyim ki, iletişim formundan tutun da öncesi sonrası resimlere kadar birçok detayın web sitemizde de dikkatinizi çekeceğine ve incelemeye değer bulacağınıza inanıyorum.ruhanladiyet.com' u oluşturan sevgili arkadaşımız Yusuf'a teşekkürler ediyorum,eline emeğine sağlık!

8 Şubat 2011 Salı

Ne Mutlu Sağlıklı Beslenme Yolculuğunu Ömürlük Sürdürene!

Sene 2007,karşımda kilo vermeye hevesli,oldukça sağlıklı bir Zeynep annesi,pozitif bir danışan duruyor.Sağlıklı beslenme yolculuğuna başlayalım diyor bana,gözleri de bu işi başaracağının ipuçlarını veriyor zaten.
Kahramanımız Ülkühan Hanım,sağlıkla 8 kg kaybetti ve 2 beden inceldi,beslenmesinde bulunan yanlışları öğrendi ve azönce aldığım telefonla öğreniyorum ki bunu 3-4 yıldır sağlıkla sürdürüyor."Hala sürdürüyorum düzenimi" diyor bana,"o yüzden gelmedim ziyaretinize",ben de diyorum ki "gelin,korudugunuz kiloları keyifle izleyelim tartımızda :) " Bu arada o telefondaki bir müjde beni öyle mutlu etti ki sizlerle paylaşmak istedim,Zeynep' e bir kardeş geliyor :) Sağlıklı bir gebelik,yeteri kadar kilo alışı ve ardından 6 ay sadece anne sütüyle beslediği sağlıklı bebeğiyle birlikte, olması gereken zamanda ,eski formuna dönmüş bir anne göreceğime öyle eminim ki...Sağlıklı bir doğum ve evlat ve tabi ki formda mutlu günler diliyorum size!

Not: En önemli olanın kilo korumak,sağlığı korumak ve başarıyı sürdürmek olduğunun altını bir kez daha çizmek istedim sevgili Sağlıklı Beslenme Yolcuları...

Sağlıcakla,Formda ve Mutlu günlere...
Dyt. Ruhan Süme Yiğit

Süt


Süt başlığını okuyunca birçok danışanımın yüz ifadesini gayet iyi kestirebiliyorum..."Süt içmem,nedeni yok alışkanlık edinmemişim" "Çocukken öyle çok içimişim ki artık tüketmiyorum" "Sütün kokusu bir acaip,içemiyorum" " Süt bende gastrointestinal sıkıntılara sebebiyet veriyor" gibi uzayıp gider... Evet alışkanlık edinmek kolay değil,evet belki sütün kokusu sizlere hitap etmiyor,evet süt bazı kişilerde gaz,ishal veya kabızlık yapabiliyor.Ancak sizlerle süt ile yapılmış bir çalışmayı paylaşmak istiyorum.
American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlanan araştırmaya göre süt içen bireyler, diyetlerinden sütü çıkaranlara göre daha fazla kilo veriyorlar.2 yıl boyunca takip edilen bireylerde,günde yaklaşık 2 bardak süt tüketen katılımcıların 5,5 kg kilo kaybettikleri görülürken, süt tüketmeyen bireylerde bu rakam 3 kg ile sınırlı kaldı.
Ayrıca,kilo vermede etkili olanın D vitamini alımı oldugu ve bu anlamda süt ve süt ürünlerinin D vitamini için iyi bir kaynak olduğunu aktarıldı.

Bu arada bir tüyo vermek isterim,sütün laktoz intoleransına sebep olmaması için, (gaz,vs gibi şikayetler gözlemlenir) vücudunuzun sütü unutmaması gerekiyor,süt içmemek alışkanlık haline geldiginde laktaz enzimi yavaş yavaş inaktif oluyor ve siz sütü tolere edemiyorsunuz.Bu yüzden özellikle çocuklarımıza sütü ömürlük sunmak bizler icin oldukça önemli.Şunu da eklemek isterim sadece sütle beslenen çocuklarda demir eksikliği anemisine rastlanabilir,yeterli ve dengeli beslenmek her yaş gurubu için önemli.

Bu arada D vitamini alabilmek,onun dışında sütün içerdiği vitamin ve minerallerden faydalanmak,en önemlisi protein alımını kaliteli hale getirebilmek (hayvansal protein alımı) adına süt tüketimine en iyi alternatif yoğurt,kefir veya ayran tüketmek olacaktır.Formunuzu korumak adına bu ürünlerin yarım yağlı veya light olanlarını tercih edebilirsiniz.

Sağlıcakla,formda ve mutlu günlere...
Dyt.Ruhan Süem Yiğit

6 Şubat 2011 Pazar

Onore edilme öyküsü


Sıradan gibi görünen ancak mailimi açmamla tekrar tekrar iyi ki bu meslegi seçmişim dedirten bir gün...Olaylar aynen şöyle gelişiyor,sabah hastaneye geliyorum,şöyle bir Bursa'yı izliyorum yukarıdan ve beklemeyi ve bekletmeyi sevmeyen,aslında geç ya da erken herkesi almak isteyen ancak sadece randevularına zamanında gelenleri kabul edebilen Diyetisyenlerine :) saat 9.00 a randevu almıs danısanımı almak üzere bilgisayarımı güne hazırlıyorum,ilk işim mailimi açıyorum çünkü benim danışanlarım "Sağlıklı Beslenme Yolcusu" akıllarına takılmış bir soru olabilir,mail gelmiş ve benden merakla cevap bekliyor olabilir,"kırmızı ile belirtip cevapları" :) (ne demek istedigimi maille bana soru soran danışanlarım iyi bilir) devam ediyorum mailleri kontrol etmeye ve bir bakıyorum benim sevgili danısanım bana tavsiye ediyorum.com dan öyle güzel seyler yazmıs ki bana öyle güzel tavsiye yazısı olusturmus ki,kendimi kıskanacagım neredeyse :) Böyle oluyor işte sizlerin beni övgü dolu sözlerle onore ettiginiz,tanışmamızı ,başarı dolu hikayenizi içtenlikle anlattığınız tavsiye yazıları...
Aslında teşekkür etmek için yazdım bu öyküyü,çünkü Sevgili Fatma Hanım o kadar yaptıgım işi içime sindirten bir danışan ki,ne Bursa dan ayrılıp geri gelmem, ne dönüşte hastane değiştirmem, ne PCOS hastalığı ile yavaş kilo verme gerçeği ile bu yolculuğun uzun sürmesi gerektiği bizi ayırmadı.Bana inandı kendini önemsedi her ufak değişimde pozitif yaklaştı ve vücudu da onu takdir etti.Büyük kilolar verdi,seneler gecti ama işte işin özünün farkındaydı KİLO VERMEK KOLAY MÜHİM OLAN VERİLENİ KORUMAK ! Ve evet artık herseyi yiyor çünkü başarı ile mezun oldu :)çünkü hangi yiyecekten ne kadar yemeli, neyi ne ile tüketmemeli,miktarlar ne kadar olmalı, işyerinde yerse ne yer, evden getirirse akşamı ne ile dengeler,tatlı yerse ne yapacak,bayramı nasıl gecirecek,vs hepsini hepsini biliyor ve halen 2-3 ayda 1 ziyaretime geliyor,koruduğu kiloları keyifle görüyoruz tartıda, özlem gideriyoruz ve yolcu ediyorum onu...Bu arada faydası sadece kendine olmadı, onu gören onun anlattıklarını dinleyip etkilenen bir çok insan benim danısanlarım oldular sayesinde ve gercekten bir çoğu Fatma Hanım gibi bu işin peşini bırakmadı,basardılar,keyifle yolculuklarını sürdürüyorlar.
3 sene 5 sene sonra da görüstügümüzde Sağlıklı Beslenme Yolculuğum sürüyor demek,başarıyı devam ettirebilmek,iyi günde kötü günde aynı çizgide kalabilmek,başarı budur.
Kısa sürede olusturulmuş,reklam niyetine bol kilo verdiren bol kilo aldıran yöntemlere,kişilere prim vermeyin lütfen,etik olmak sağlıkçı olmanın özüdür unutmayalım!
Sağlıcakla,formda ve mutlu günlere...
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

30 Ocak 2011 Pazar

Sevgili Serapcığım Nasıl Bir Değişime Uğradı Buyrun Sizde Tanık Olun...

ÖNCE VE SONRA




Sağlıklı Beslenme Yolculuğumuzu sürdürmeye devam ettiğimiz,yıllardır benimle olmaktan duyduğu sevinci her görüsmede yeniden yeniden dile getiren Serapcığım,iyi ki varsın!

24 Ocak 2011 Pazartesi

Astım Hastalarını ilgilendiren kısa bir değerlendirme


Beden kütle indeksi artan bireylerde astım prevelansı artış göstermekte.

Obez astımlıların kilo vermesi ile astım septomlarında düzelme ,solunum fonksiyonlarında artış,ilaç kullanımında azalma gösterilmiştir.

Kısaca;normal kilolu astım hastalarının hayat kalitesi daha yüksek olabilmektedir

Astımlı bireyin tükettiğinde fayda görebileceği gıdalar: Somon ,sardalya,tuna,hamsi gibi omega-3 ten zengin balıklar,kuru meyveler,tam tahıllı ürünler,badem,fındık,ceviz ve fıstık türleri gibi yağlı tohumlar,Soğan,sarımsak gibi sülfür içeren sebzeler,beta karoten ve C vitamini içeren sarı, turuncu ve koyu yeşil sebzeler ile sarı turuncu meyveler



(1.Ulusal Sağlıklı Yaşam SEmpozyumu,Obezitenin Yarattığı Solunum Komplikasyonları,Prof Dr Bülent Tutluoğlu)

23 Ocak 2011 Pazar

21-22 Ocak 2011-1.Ulusal Sağlıklı Yaşam Sempozyumu/İstanbul




Sağlıkla ilgili her meslek alanında uzmanın bilgilerini sürekli güncel tutması oldukça önemli.Özellikle beslenme ve diyet gibi bir deryada bulunuyorsak hakkını vermeliyiz.Bu anlamda sempozyum,kongre ve seminerler sürekli takip edilmeli,literatür sürekli taranmalı kanısındayım.


19 Ocak 2011 Çarşamba

Ispanak Böreği


(Ispanaklı Böreğe Alternatif Hafif Bir Tarif)

Malzemeler:

1 kg ayıklanmış ıspanak yaprağı
1 adet yumurta
1 paket kabartma tozu
4 çorba kaşığı kepekli un
120 g yarım yağlı beyaz peynir(rendelenmiş)
6-7 dal Maydanoz,dereotu
1-2 adet taze soğan
Nane,kimyon,karabiber,kırmızı biber
1 çorba kaşığı zeytinyağı



Tercihen elle parçalanmış ıspanaklara (rondodan da geçirebilirsiniz), tüm malzeme sırasıyla eklenir.1 çorba kaşığı yağ ile yağlanan fırın tepsisine dökülen ıspanak karışımı önceden ısıtılmış 180-200 derecelik fırına verilir ve pişirilir.

Afiyet Olsun…
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

17 Ocak 2011 Pazartesi

Karnabahar Special

Malzemeler:

1 adet küçük boy karnabahar
2-3 adet yeşil biber,
2 orta boy domates veya 2 Yemek Kaşığı ev salçası (sulandırılmış)
İstenilen miktarda maydanoz ve dereotu
1-2 adet kırmızı biber,
2 diş sarımsak,
1 adet soğan,
tuz,kimyon,kekik
karabiber,
120 g kaşar peynir





Yapılışı:

Karnabahar çiçekler halinde az suda haşlanır veya buharda pişirilir.Biberler közlenir ve kabukları soyulur. Karnabaharlar ısıya dayanıklı cam tepsi içine yerleştirilir üzerine, rendelenmiş soğan, rendelenmiş domates veya salça, ezilmiş sarımsak ve biber içine baharatlar konduktan sonra eklenir.Üzerlerine rendelenmiş kaşar eklenip,fırında 10 dk kadar pişirilir,maydanoz ve dereotu serpilerek servis edilir.
Afiyet olsun...



Dyt. Ruhan Süme Yiğit

13 Ocak 2011 Perşembe

Stevia Nedir?

Paraguay ve Brezilya'da yüzyıllardan beri tatlandırıcı ve tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılan stevia (şeker bitkisi) Japonya'da da otuz yılı aşkın bir süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılmaktadır. Bu bitkiden elde edilen özütün, kan şekerini düzenleyici etkileri olduğu kabul edilmektedir. Stevia'nın insülin duyarlılığını ve hatta salınımını arttırıcı etkilerinin olduğunu gösteren bazı araştırmaların varlığı diyabet tedavisinde kullanımını destekler niteliktedir.

Stevia bitkisinin ihtiva ettiği Steviosid maddesi, vücudumuzdaki tat duyuları tarafından normal şekerin 250-300 katı daha şekerli olarak algılanmaktadır. Bu nedenle bir tutam şeker bitkisi tozu, bir litre çay, kahve veya diğer içecekleri tatlandırmaya yeterli olmaktadır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Stevia

12 Ocak 2011 Çarşamba

Bir Misafirimiz Var...Beslenme ve Diyet Uzmanı Simge Siber Yıldırım Yazdı..."Bir Beslenme Uzmanı Gözüyle ÇAY…"




Herkese merhabalar …

2002 yılının Eylül ayında Hacettepe Üniversitesi koridorlarında tanıştım Ruhan’la. Yine Eylül ayında doğmuşuz ikimiz de ve daha nice Eylül’ leri birlikte geçireceğimize emin olduğum meslektaşım ve canım arkadaşım Ruhan’ın sitesinde yer almak beni gerçekten çok mutlu etti.

Yazımın başlığından da görüldüğü üzere sizlere biraz çaydan bahsedeceğim . Önümde duran dumanı üstünde çaydan esinleniyorum hatta şu an…
Sabahtan akşama kadar sürekli elimizin altındadır çay. Belki de sudan daha fazla bile tükettiğimiz oluyordur. İş yerinde motivasyon için, evlerde misafirlerimizle, toplantılarda arkadaşlarımızla, belki bir pazarlık sırasında , belki de bir yolculuk molasında soba başında… Sürekli hayatımızda çay…
Çay ilk olarak kaynayan suya çay yapraklarının düşmesiyle tesadüf eseri bulunmuş. Çin’in ilk imparatorlarından olan Shen Yung bu tada bayılmış ve çay o günden beri gelişerek günümüze gelmiş. Ülkemizde çay tüketimin kişi başına yılda 40 Lt’ nin üzerinde olduğu düşünülüyor.
Benim de aşığı olduğum çayın yararlarını birkaç madde şeklinde sıralamak gerekirse;

*İlk olarak kafein akla gelir. İçerdiği kafein miktarı oldukça yüksektir. Çay tüketimi, kafein içeriğinden ötürü uyuklamayı önleyici ve motivasyonu arttırıcı etki gösterir ve aynı zamanda enerji verir. Kafeinin metabolizma hızlandırıcı etkisi vardır , dolaysıyla vücutta yağ yakımı hızlanır ve ağırlık kaybı gerçekleşebilir.
Kafeinin yararlı etkilerinin yanı sıra zararlı etkileri de vardır. Fazla kafein alımı vücudun kalsiyum dengesini olumsuz etkiler. Bu yüzden kemik erimeleri ve kalsiyuma bağlı doğabilecek rahatsızlıklara da yelken açmış oluruz. Yemeklerle içilen çay, demir emilimini azaltarak kan yapıcı demirin vücutta kullanımını da kısıtlar ve kansızlık oluşabilir. Ayrıca kafeini sık alan kişilerde uyku bozukluğu gözlenen çalışmalar da mevcuttur.

*Yapılan çoğu çalışmada çayın tansiyon düşürücü etkisi kanıtlanmıştır. Bu yüzden yüksek tansiyona sahip olan bireyler önerilen miktarda çay tüketebilirler.

*Çayın Potasyum içeriği oldukça yüksektir. Potasyum sinir iletiminde , vücut su dengesinin sağlanmasında ve kan basıncının normal düzeylerde tutulmasında etkin bir mineraldir. Ayrıca ishal ve kusma sırasında kaybedilen potasyumun geri kazanımında çay içimi önemlidir. Manganez ve flor açısından da günlük almamız gerekenin bir kısmını karşılar.

*E, C ve K vitaminleri açısından çay oldukça zengindir ancak E ve K vitaminleri suda çözünmedikleri için vücuda yararlı olmazlar. Özellikle iyi hazırlanmış yeşil çay tüketimi C vitamini açısından zengin olabilir.

Sütlü çay, buzlu çay, aromalı çay, yeşil çay gibi çeşitleri ve seçenekleriyle günlük yaşantımıza renk katar çay. Sınırını bilmek , yemeklerle birlikte tüketmemek, eğer hamile iseniz bebeğiniz açısından , yaşlı iseniz kalsiyum kaybı açısından kayıpları göz ardı etmemek şartı ile rahatlıkla tüketebileceğimiz bir içecektir çay…

Herkese çayla keyiflenen muhabbetler diliyorum…

Gününüz sağlıklı beslenerek geçsin :)

Dyt. Simge SİBER YILDIRIM

10 Ocak 2011 Pazartesi

Benim Cansuyum ,Kardeşim de Bir Sağlıklı Beslenme Yolcusu ve Halen Yolculuğu Devam Ediyor.





Gururla paylaşıyorum ve değişimin devamını paylaşmak için sabırsızlanıyorum...
Unutmayın,isteyen herkes başarabilir!

8 Ocak 2011 Cumartesi

GÜÇLÜ BİR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN…/07.01.10-simgediyet.com'da Yayınlanan Yazım




Merhabalar,öncelikle söylemek istiyorum ki sevgili arkadaşım ve gururla meslektasım Simge’nin web sayfasında yer almak benim için büyük bir mutluluk…Biz 9 yıldır hem aynı kulvarda bulunup hem arkadaşlığından bir şey kaybetmemeyi başarmış,hatta okuduğunuz yazıya vesile olacak kadar birbirini destekler tarzı benimsemiş, işine aşık iki Beslenme ve Diyet Uzmanıyız.

Sizlere özellikle kış aylarının gelmesiyle epeyce sıklaşan enfeksiyonlardan korunmak ,daha zinde ve canlı hissetmeniz adına bağışıklık sisteminizi güçlendirecek besinlerden bahsetmek istiyorum.
Bu konuda da her zaman savunduğumuz ‘ Yeterli ve Dengeli Beslenme ‘ nin birinci derece önemli olduğunu söylemeliyim.Kişi her besin gurubundan ,yeterli bir şekilde alırsa, bağışıklığı güçlendirmek adına en doğru şeyi yapmış demektir.Peki ya nedir antioksidan vitamin ve mineraller? Vücumudumuzun savunma sisteminin yegane destekçileri?
İlk olarak antioksidan vitaminler olarak adlandırılan A,C,E vitaminleri,ardından da minerallerin bağışıklığı en çok destekleyenleri, Selenyum,Demir ve Magnezyum ve yağ asitlerinin kıymetlisi Omega-3 yağ asitleri.
Gelelim neler yiyerek bu vitamin ve minerallerden maksimum derecede faydalanabileceğimize;
- A vitamini için havuç, ıspanak, kıvırcık, brokoli, ve özellikle domates, turuncu, kırmızı, yeşil sebzeler
-C vitamini için turunçgiller, çilek, kivi, yeşil biber, enginar, brokoli,asma yağrağı, maydanoz, kuşburnu
-E vitamini için sıvı bitkisel yağlar ile yağlı tohumlar ( badem, soya, ceviz ve fındık ve fıstık türleri )
- Omega 3 yağ asitleri için,derin su balıkları,ceviz ve özellikle kabızlıkta da son derece etkili öğütülmüş keten tohumu.
-Selenyum için deniz ürünleri ve yağlı tohumlar
-Demir için et ve et ürünleri,kurubaklagiller,yumurta ve kurutulmuş meyveler
-Magnezyum için kurutulmuş meyveler,tam tahıllı ekmek çeşitleri,kabak çekirdeği
-Bunlara ek olarak barsak florasında hastalık yapıcı mikroorganizmaların elimine olması adına probiyotik yoğurt ve/veya kefir,vücut detoksu için Sülfürden zengin lahana,pırasa,soğan,sarımsak

Bu besinler tüketilirse kişi bağışıklığını son derece yüksek tutup,çok daha sağlıklı ve zinde kalmayı başarabilir.Hepinize sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum…
Formda ve Mutlu Günlere!
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

6 Ocak 2011 Perşembe

En sık karşılaştıklarımdan- 2 Soru ve 2 Cevap



Tatlandırıcı kullanımı zararla mıdır? Kanser yapar mı? Alzheimer Hastalığına sebep olur mu?

Son jenerasyon tatlandırıcıların böyle bir etkisi kanıtlanmamıştır,basit şeker almadan beslenmek en sağlıklısı olsa da şeker ve tatlandırıcı arasında seçim yapmak gerekirse Stevia veya Splenda yı kullanmak bence en doğru seçim olacaktır


Bitki çaylarımı aktardan mı almayım yoksa poşet çay kullanabilir miyim?

Aktardan alıp,demleme veya suda bekletme usulü ile yapmış oldugunuz cay en orjinal haliyle tükettiğiniz çay olacaktır ancak güvendiğiniz bir aktar bulmanız çok önemli .Bilimsel çalışmalar sonucu hijyenine dikkat etmeyen aktarların ürünlerinde fare pisliği ve toza oldukça yüksek miktarda rastlanılmış.Güvendiğiniz bir aktar yok ise en sağlıklısı bilinen bir markada poşet bitki çayı tercih etmeniz olacak.

İşte Fethiye Hanım'ın hala sürdürmekte olduğumuz, Sağlıklı Beslenme Yolculuğunda göstermiş olduğu büyük değişim!



ÖNCE VE SONRA


3 Ocak 2011 Pazartesi

Canım Danışanım Örnek Öğretmen,En Güzel İpek Annesi, Fethiye Hanımcığımın Öyküsü Sizlerle!

30 yaşındayım. Sınıf öğretmeniyim. 4 yaşında bir İpek annesiyim J Ruhan Hanım’la tanışmamız çok çaresiz olduğumu düşündüğüm; ama çok şanslı olduğum bir güne denk geldi. Başka bir rahatsızlığımdan dolayı muayene olmuş ve aynı tavsiyeyi almıştım doktorumdan: Kilo verin… Çok zordu, nasıl olacaktı? Az değildi ki kilom… 5 kilo verip rahatlayacak değildim ben. En az 25 kilo vermeliydim. Ayrıca yemek yemeyi çok seviyordum J Hala çok seviyorum ve yiyorum. Yiyerek zayıflıyorum diyen hiç kimseye inanmadım taaki kendim yiyerek zayıflayana kadar! Sayesinde 4 ayda 20 kilo verdim. Sağlığıma kavuştum. Bütün ufak tefek şikayetlerim geçti gitti.. Artık daha rahat uyuyor ve hareket edebiliyorum. Ve yolculuğumuz hala devam ediyor.

Ruhan Hanım, bana nasıl beslenmem gerektiğini öğretti. Her kontrolümde özlediğim bir yiyecek olup olmadığını, varsa onu nasıl tüketmem gerektiğini öğretti. Her şey kendini önemsemekle başlıyor. Ve aslında her şeyi kendiniz yapıyorsunuz. İşte Ruhan Süme Yiğit, bu yolda bence karşınıza çıkabilecek en iyi kılavuz.. Başarısını takdir ediyor ve devamından emin olduğum için sadece ve sadece yolu açık olsun diliyorum…

Fethiye Demirci

Fethiye Hanım'ın öncesi sonrası resimlerini de yakın zamanda sizlerle paylaşacağız.Müthiş değişimi sizde görün ve sevgili danısanımı en az benim kadar sizde takdir edin isterim.

Dyt.Ruhan Süme Yiğit