Sağlıklı Beslenme Yolculuğum...

3 yaşında 22 kilogram olan obezite yolunda istikrarla ilerleyen bir çocuk idim :) Mesleğimle ilk tanışmam küçücükken ve hasta olarak idi.Şimdi sağlıklı kilomdayım ve kilo verip bunu koruyabilen biri olarak danışanlarımı çok çok iyi anlıyorum...

Bu yolda,öngörüleriyle sağlıklı beslenmeyi taa o yaşlarda hayatıma koymama ve bu mesleği seçmeme vesile olan canım annem ve babama,neşe kaynağımız Cansuyumuza,Bursa'ya ve danışanlarıma 1 sene aradan sonra ,yeniden merhaba demem adına destegini hiç eksik etmeyen sevgili eşime sonsuz teşekkürler...İyi ki varsınız!

Sayfalar

13 Aralık 2010 Pazartesi

65.5 kg ile 54.5 kg arasındaki büyük değişim...














Kilo vermek kadar kilonun nereden gittiğide hem sağlık hem görünüm açısından oldukça önemlidir,biz sağlık problemlerine yol açmadan bireyin problemine göre,kilo alışı veya kilo verişi sağlarız,bunun en güzel kanıtı kişide oluşan sağlıklı görüntüdür.İşte size süper bir örnek...10 kg da gelen büyük değişim ve dünyalar tatlısı,hep güler yüzlü ve pozitif danısanım Gizem'ciğim :)

28 Kasım 2010 Pazar

İşte Eda'nın Önceki ve Sonraki Halleri...Bravo sana Eda!



Kilo vermek başarıya giden ilk adım,asıl olan verilen kiloyu koruyabilmek.Eda bunu 2 yıldır sağlıkla sürdürüyor ;)

11 Kasım 2010 Perşembe

KURBAN BAYRAMINDA DA FORMUMU VE SAĞLIĞIMI KORURUM DİYENLER,İŞTE SİZE BİRKAÇ TÜYO!


• Kahvaltı ile güne başlayalım
• Kahvaltıda mümkünse et yemeyelim
• Eti muhakkak yağsız hazırlanmış bir salata ile tüketelim
• Eti tek öğün almaya özen gösterelim
• Kurban bayramının vazgeçilmezi kavurmayı, içine tereyağı,kuyruk yağı,iç yağı veya margarin eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirelim

• Şekerli içeceklerden uzak duralım

• Kronik bir hastalığımız yok ise eliminasyon yöntemi ile eleyerek sadece kıramayacağımız yerlerde ikram alalım

• Günlük 1 şişe sade maden suyu içelim,içine yarım adet limon sıkalım (Hipertansiyon olanlar dikkat)

• Eti kesilir kesilmez değil,ölüm sertliği (regormortis) geçene kadar 1-2 gün bekletip o şekilde tüketelim,böylece sindirim ve mide rahatsızlıklarını minimuma indirmiş olacağız

• Spor muhakkak devam etmeli (Güzel bir tatil ve egzersize zaman ayırma fırsatı)

• Su tüketimine her zaman olduğu gibi özen gösterilmeli (Sizin metabolizmanıza göre özel olarak belirlenmiş olan su miktarının altına inmeyiniz)

Kırmızı et; iyi kalite hayvansal protein içeriğine ek olarak, demir, çinko, magnezyum, fosfor mineralleri ile B12, B6, B1 ve A vitaminlerini içermektedir, ancak bununla birlikte yağı iyice ayrılmış olsa bile % 20 oranında yağ içeriğine de sahip olduğu unutulmamalıdır.Bu sebeple et pişirilirken yağ eklenmemesi oldukça önemlidir.

MUTLU VE HUZURLU BİR BAYRAM GEÇİRMENİZ DİLEKLERİMLE...
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

6 Ekim 2010 Çarşamba

KIŞ KAPIDA,PEKİ YA NASIL BESLENELİM?



Mevsim değişimi ile birlikte bizlerde metabolik ve psikolojik olmak üzere bir takım değişiklikler başladı.Hastalıklar ve yaz ayında binbir güçlükle verdiğimiz kilolar kapıda.Peki ya bütün bunların üstesinden nasıl geleceğiz? Tabi ki SAĞLIKLI BESLENME ile, ki bunun açılımı da aslında yeterli ve dengeli beslenmektir.İşin sırrı dönemsel olarak sağlıklı beslenme değil,yeterli ve dengeli beslenmeyi alışkanlık,hayat standardı haline getirmektir!Bu sayede kışın yaşadığımız “kilolarım geri dönecek” endişesini hiçbir mevsimde yaşamamış olacağız ve bununla birlikte bağışıklık sistemimiz,her türlü vitamin ve minerali yeterli miktarda aldığımız için olumsuz ekilenmeyecek, güçsüz, halsiz, mutsuz hissetmeyecek ve de hastalıklara kolay kolay yakalanmamış olacağız.
Kış ayları ile birlikte enfeksiyonlara yakalanma riski artmaktadır.Bu yüzden hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemimizi korumak adına yeterli ve dengeli beslenme kış aylarında önemini daha da fazla hissettirmektedir.
Neler var peki kış ayında bizleri nagatif etkileyen ancak aslında pozitife yorulması gereken? Evet cevabımız şu ki,kış ayları ile birlikte soğuktan korunmak adına evde veya kapalı yerlerde hareketsiz geçirilen zaman artar,bunun yanında soğuk hava metabolizma hızını az da olsa arttırır ve kişi enerji ihtiyacını sağlayabilmek adına daha fazla yeme isteği duyabilir.Bu istek karbonhidrat ve yağdan zengin besinlerle giderildiğinde kilo artışı görülmektedir.Ancak tersi yapılırsa tercihler dogru yönde olursa, hızlanan metabolizma kilo vermek adına pekala kullanılabilir.Kapalı alanda kalınan zamanda da kapalı alan egzersizleri hayatımıza entegre edilirse hele (dans,merdiven,yürüme bandı vs gibi),evet kilo kaybı veya rahatlıkla kilo koruma kapımızı çaldı demektir.
Bir de eklenmesi gereken şu husus var ki,kışın hastalıklardan korunmak adına vitamin,mineral ve antioksidant alımımızı arttırmalıyız.Bunun için A,C,E vitaminleri ile bağışıklık sistemimiz için önemli olan Demir,Selenyum gibi minarelleri besinler yolu ile yeterli miktarda almalıyız.
Kışın alınan kiloların önüne geçmek için ise yeterli ve dengeli beslenmek,öğün sayısını arttrıp içeriğini uygun miktarlarda azaltmak oldukça önemlidir.

Neler Yapmalıyız?

 Ana ve ara öğünler tüketmeliyiz.Bir iki ara öğün tercihimizi meyvelerden yana kullanabiliriz.

 Porsiyonlarımızı,tabaklarımızı,hatta çatal bıçağımızı küçük tutup bunu alışkanlık haline getirmeliyiz

 A vitamininden zengin olan havuç,brokoli,kayısıyı, C vitamininden zengin olan kuşburnu,yeşil yapraklı sebzeler,turunçgilleri E vitamininden zengin olan karışım olarak kullanılacak olan sıvı yağları,badem,ceviz gibi yağlı tohumları, demirden zengin olan kuru meyve,pekmez,et ve et ürünlerini ve selenyumdan zengin olan deniz ürünleri ve yine yağlı tohumları ana ve ara öğün olarak dengeli bir biçimde tüketmeliyiz.

 Seçtiğimiz pişirme yöntemi ve süresi oldukça önemlidir.Bunlardan birkaçı;
Yağda kızartma ve kavurmalardan kaçınılmalı,sebzeler önce yıkanıp sonra doğramalı ve az su ile pişirilmeli,kurubaklagillerin ıslatma suyunu atılıp,pişirme suyunu atılmamalı,yumurta 8-10 dakikadan uzun süre pişirilmemelidir.

 Su tüketimi oldukça önemlidir.Metabolizmanıza göre içmeniz gereken su miktarı hakkında Diyetisyeninizden bilgi alabilirsiniz..Su içmeyi alışkanlık haline getirmeli, içmek için susamayı beklememeliyiz,unutmayınız susama hissi kişide acıkma hissi seklinde de uyanabilir.

Hepinize kar beyazı ferahlığında günler dilerim!

Beslenme ve Diyet Uzmanı
Ruhan Süme Yiğit

23 Eylül 2010 Perşembe

"Ben de başarabilir miyim?" diyenlere görsel bir örnek...

F.... Hanım, 30 yasında,evli ve 1 cocuk annesi,işinde ve evinde göstermiş oldugu basarıyı elbette, "Sağlıklı Beslenme Programı"nda da gösterdi ve göstermeye, bitmek tükenmek bilmeyen pozitif enerjisi ile devam ediyor.Yağ kaybetmeye devam, neşemizi kaybet mi ? Asla :)



F.... Hanım ın önceki ve sonraki halleri...Buyurun başarıya siz de tanıklık edin ve unutmayın isteyen herkes problemi her ne ise,çözebilir.
Sizlere, beslenme ve diyet adına her konuda yardımcı olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum ve bundan vazgecmeyi asla düsünmüyorum.
İşimi ve danısanlarımı cok seviyorum.İyi ki varsınız!

30 Temmuz 2010 Cuma

Biliyor musunuz?



Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan çalışmalarda, son 30 yılda, okul çocukları arasındaki şişmanlığın üç kat arttığı gözlenmiştir.

(Wang Y, Lobstein T. Worldwide trends in childhood overweight
and obesity. IJPO 2006; 1:11-25.)

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Zinde bir yaşam,kilo kontrolü,rahat ve etkili uyku,sağlıklı bir yaşlılık dönemi için;Spor ve Sağlıklı Beslenme…



Egzersiz sırası ve sonrasında dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:

Egzersize yemeklerden en az bir bucuk saat sonra başlayın.

Egzersize önerilen sekilde başlayıp, zamanla arttırmak gereğini unutmayın

Kendinizi aşırı yormayın,ertesi gün tekrar spor yapabilecek gücünüz ve keyfiniz olsun.

Vücudunuzda rahatsızlık hissederseniz egzersizi bırakın.

Egzersiz sonrası içeceğiniz 1 SB light süt yağ yakımınızı arttıracaktır,yanında alacağınız 1 porsiyon taze meyve, kan şekerinizi de dengeleyerek spor sonrası harika bir ara öğün oluşturacaktır.

Yüzme, tempolu yürüyüş ve bisikletteki gibi deri altındaki kan dolaşımı arttıran sporlar yağ yakımınızı destekleyecektir.Kilo verme ve koruma döneminde karın,bacak ve basende sıkılaşma isteniyorsa o bölgeleri calıştıracak kalistenik egzersizler yapılmalıdır

Hayatınızın içinde egzersizler bulundurmayı unutmayın.Haydi asansörü bırakıyoruz!

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Sorular ve Cevaplar


1-Porsiyonlarımı nasıl küçülteceğim?

İşe küçük tabak,çatal ve kaşık kullanarak başlamanızı öneririm.Düşünsenize tancerede kalan 4-5 yemek kaşığı makarna kocaman tencerede gözümüze ne kadar az görünür.Oysaki bu makarnayı minik boyuttaki bir düz tabağa koyarsak belki de o öğündeki makarna ihtiyacımızı gözümüzü de doyurarak rahatlıkla karşılayacaktır.

2-Sürekli tartılmalı mıyım?

Hayır.Cünkü kişinin kilosu yedikleri içtikleri ve kaybettikleriyle orantılı olarak sürekli değişecektir.Bu sebeple haftada 1 kez,sabah,aç karnına,tuvaletten sonra ve kıyafetsiz tartılmanız size en dogru kilonuzu söylecektir.Tartılmaktan birde saplantılı oldugunuz kiloda sabitlenmek bazında da negatif etkilenebilirsiniz.Eski tecrübelerinizde oluşmus,altına inemediginiz bir kilonuz var ise size tavsiyem o kiloya yaklastıgınızdan itibaren tartılmamanız.Böylece önyargıdan uzak bir şekilde sağlıklı beslenmiş ve kilo yönetimine sahip olmuş olacaksınız demektir.

3-Önümde vermem gereken 40 kg var,gözümde öyle büyüyor ki nasıl gidecek bu kilolar?

İlk hedef olarak örneğin düz 15 kg vermenizi öneririm.Diyetisyen eşliğinde ve sağlıklı beslenme programı ile tabiki...Böylelikle ilk hedefe ulaşmış olacaksız motivasyonunuz artacak ve ikinci hedef olan 25 kg ı vermeye hazır olacaksınız.25 kg da gittikten sonra toplayın bakalım kaç kilo olmus sevgili sağlıklı beslenme yolcusu? Evet tam isabet 40 kg kaybetmişiz bile...

Sağlıcakla...

10 Haziran 2010 Perşembe

Nedir Dillerden Düşmeyen Nutrasötikler ve Fonksiyonel Gıdalar?


Nutrasötik terimi 1989 yılında Dr. Stephen DeFelice tarafından Beslenme ve farmasötik kelimelerinin birleştirilmesi sonucu oluşturulmuştur.
Ekstre veya gıda olarak kronik bir hastalığa karşı koruyucu veya fizyolojik bir yarar gösterirler. Merriam-Webster Sözlüğüne göre bu terim temel besleyici özelliğine ilave olarak sağlık yararları sağlayan gıda maddeleri olarak tanımlanmaktadır. Terminolojide gıda katkı maddeleri, gıda destekleri ve nutrasötikler arasında bir karışıklık vardır ve pratikte fonksiyonel gıda terimi nutrasötikler yerine sıkça kullanılmaktadır. Nutrasötik terimi içinde konsantre, ekstre, metabolit, bileşik veya bunların kombinasyonları da sıvı veya toz halinde yer alır. Ürünler tablet, kapsül, yumuşak jel, kapsül, gibi farklı dozaj şekillerinde bulunabilirler ancak ilaç olarak kabul edilmezler. ABD’de ağızdan alınmak üzere gıdalara katılan vitamin, mineral, bitkisel drog, amino asit, enzimler, organ dokuları, salgı bezleri de bu grupta değerlendirilmektedir.
(Turkiye Klinikleri J Med Sci 2008;28(Suppl):S146-S149)

Kısaca,nutrasötik, hastalıkların tedavisinde veya önlenmesinde sağlığa yararları bilimsel olarak ispatlanmış, toksik olmayan, herhangi bir gıda ekstresi desteğini ifade ederken, fonksiyonel gıda’dan kastedilen, hastalık riskini azaltan ve sağlık üzerinde yararlı etki gösteren besin maddeleridir.
(Dillard & German, 2000). (14. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı, Bildiriler, 29-31 Mayıs 2002, Eskişehir, Eds. K.H.C.Başer ve N.Kırımer)

Diyetisyen gözüyle değerlendirmek gerekirse, fonksiyonel gıdaların kullanımı sağlıklı besin seçimi olacağından kişi tarafından tercih edilmelidir.Örneğin probiyotik yoğurtlar barsak florasında olumlu etkilere sahip olması ve sindirim sistemi problemlerini çözmesi nedeniyle, normal yoğurt yerine beslenme planı içerisine entegre edilebilir.Besin destek ürünleri veya dietary supplements ise doktor ve/veya diyetisyen kontolünde gerekli durumlarda kullanıldıgında herhangi bir sakıncaya neden olmayan ürünlerdir.Ancak unutlmamalıdır ki sağlıklı beslenme ve spor olmadan yapılan tüm yatırımlar eksiktir ve uzman eşliğinde bu eksik kapatılmalıdır.

12 Mart 2010 Cuma

Bir Danışan Gözüyle...İşte Eda'nın Sağlıklı Beslenme Yolculuğu...


Ruhan Hanım ile 21 yaşında 16 Eylül 2008 tarihinde tanıştım. Küçük yaşlardan beri kiloluydum, sağlıklı beslenme üzerine hiç bir şey bilmiyordum. Diyetisyene giderken de sağlıklı beslenme ile zayıflamak aklıma bile gelmemişti. Her insanın aklında beliren aç kalıp kilo vermek benimde aklımda vardı. Ben veremem, yapamam diye düşünüyordum. Kararlı bir şekilde Ruhan Hanım’ın yanına gittim, ikinci randevum sonunda verdiğim 1.10 kg ile bırakmaya niyetim yoktu, alışana kadar 1 ay zorlandım, fakat sonucuna varacaktım. Diyetisyenim daha işin başında diyet değil, sağlıklı beslenmeyi öğreneceğiz demişti. Yavaş yavaş ne demek istediğini anlamıştım. Besin değerlerini, tüketimin ne şekilde olacağını, ne şekilde beslenince sağlıklı olacağını işleye işleye zamanla oturttuk. Aslında ben kendimi Ruhan Hanım’ın öğrencisi olarak görüyordum. 22 kg ile başarılı bir öğrenci :)

Aç kalırım diye gittiğim diyetisyen, çok eğlenceli bir hal almıştı. Değişik tarifler, keyifli alternatifler, sağlıklı program, kaçamaklar, kilo almak ve kilo vermek her şey bütünleşmişti.
Ruhan Hanım Ankara’ya gidene kadar 5 ay birlikteydik. Bu süre zarfında sağlıklı beslenme adına o kadar çok şey öğrenmiştim ki; günlük hayatta olumlu etkileri çok fazlaydı. 5 aylık süre zarfında 13 kg vermiştim ve çevremdekiler bunu merak ediyordu.
Sorular: Nasıl verdin? Ne yedin? Aç kaldın mı? Neler yasaktı? Şeklindeydi.
Anlatmaya başlasam o kadar uzun ki, verdiğim cevaplar bu yüzden aynı oluyordu. Sağlıklı beslenerek, günlük tüketimdeki oranlama ile. Yasaklarım yok denecek kadar azdı. Her şeyden tat almam için doktorum tüketebileceğim miktarları veriyordu. Çünkü amacımız sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve günlük hayatta uygulamaktı. Zayıflama sürecinde her şeyi yasaklayıp, ideal kiloya ulaşıldıktan sonra serbest kaldığımızı düşünerek verilenleri tekrar geri almak sadece emek israfıydı. Kararsız olup bıraktıktan sonra kafa karıştırmaktansa, kararlı olup hayata değer şeyler öğrenmek çok güzel. Asla hızlı değil, her zaman yavaş ve sindirerek kilo vermek insan sağlığı açısından çok önemli, doğru bildiklerimizin bile bize zarar verebileceğini bu sayede öğreniyoruz. Bu programı bir okul gibi, doktorumuzu da bir öğretmen gibi düşünürsek aslında diyetisyenlerin hayatımıza olumlu etkisini göreceğimizden eminim. Bu kadar net konuşuyor olmamın sebebi gerçekten çok şey öğrenip, uygulayıp sonuca ulaşmış olmamdır.

Ve bugün ki düşüncem iyi ki diyetisyene gitmeye karar vermişim ve Ruhan Hanım ile tanışmışım. Bu süre gerçekten çok zevkliydi. Randevuda verdiği tarifleri eve gelince deniyordum, değişik tatlar hoşuma gidiyordu ve değişik şekillerde beslenmek, beslenmeyi monotonlaştırmamak bu süreci çekici kılıyordu. Şimdi ise yediklerime dikkat ediyorum, abur cubur yemeyi bile aza indirgedim. Öğlen yemeğimi, akşam yemeğimi dengelemeyi öğrendim, kaçamak yapsam dahi aaa bugün çok kaçırdım neyse bugün gitti gibi bir cümle söz konusu bile olmamalı, çünkü öğünlerin fazlalığı kesinlikle gün içerisinde telafi edilebilir, hem de aç kalmadan. Artık günde 3 ara ve 3 ana öğün yiyorum ve aksatmıyorum biliyorum ki aksatırsam bana zarar. Ruhan Hanım’dan sonra 1 yıl süre ile bende programıma ara verdim fakat sağlıklı beslenmeye devam ettim ve doktora gitmediğim bu sürede hiç kilo almadım hatta kontrolsüz olmama rağmen 7 kg verdim, bunu da öğrendiklerimle sağlıklı beslenerek başardım. İyi biliyordum ki sağlıklı beslenmek demek; yasaklar demek değildi. Her şeyden tattım, yediklerimden zevk alarak yedim. Bu sürede kalan 8kg fazlalığımı dondurmuştum, şuan Ruhan Hanım tekrar Bursa’da ve ben tekrar doktorumun yanındayım, hala öğreneceğim şeyler olduğunu biliyorum.

İnsanların bilinçaltındaki diyetisyen kavramını değiştirmeyi başarabilirsek, eminim ki sağlıklı beslenmeyi öğrenmiş oluruz.

EDA İYİYAZICI


Sağlıklı beslenmeyi hayatına geçirip,bunu yaşam tarzı olarak belirlediği için Eda'yı takdir ediyor,Diyetisyenini bu kadar çok desteklediği icin de teşekkürler ediyorum...
Dyt.Ruhan Süme Yiğit

11 Mart 2010 Perşembe

İnce Bir Tarif…Pırasa Böreği



Malzemeler:

750 g pırasa
1 adet yumurta
1 paket kabartma tozu
4 çorba kaşığı kepekli un
100 g yarım yağlı beyaz peynir(rendelenmiş)
6-7 dal Maydanoz
Nane,kimyon,karabiber,kırmızı biber
1 çorba kaşığı sıvı yağ

Rondodan geçirilen pırasalara, tüm malzeme sırasıyla eklenir.Yarım çorba kaşığı yağ ile yağlanan fırın tepsisine dökülen pırasa böreği önceden ısıtılmış 180-200 derecelik fırına verilir ve üstünün rengi değişene dek pişirilir.

(Yazın pırasa yerine 3-4 adet orta boy kabak kullanarak “Kabak Böreği” elde edebilirsiniz)
Afiyet Olsun…

Psikolog Gülçin Dönmez Fidan yazdı..."Tepkisel Aşırı Yemek Yeme Bozukluğu"


Kısa süreler içinde aşırı yemek yemek ve bundan aşırı derecede rahatsız olmak şeklinde, kişinin kendini kontrol edemediği bir tür yeme bozukluğudur. Yeme davranışı kişi tarafından kontrol altına alınamadığından, kısa bir zaman içinde verilen kilolar tekrar geri alınmakta, yada diyet öncesi tartının da üzerinde bir kiloya ulaşmakla sonuçlanabilir.

Burada kontrol altına alınması gereken, diyetisyenin kişiye özel önerdiği programın uygulanabilirliği dışında, bu düzensizliğin sebebini araştırmaya yönelik psikodinamik süreçlere odaklanılmasıdır. Yani bu kontrolsüzce ortaya çıkan ve kişinin aynaya baktığında kendisine bile yabancılaştığı yaşam tarzının hangi nerelerden kaynaklandığını araştırmak öncelikli hedef olmalıdır.

Literatüre bakıldığında tepkisel aşırı yeme bozukluğunun tıbbı komplikasyonlar (yüksek tansiyon, adet görmede düzensizlik..v.b.) dışında, herhangi bir yaşam olayından kaynaklanan depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozuklukları gibi psikolojik nedenler tespit edilmektedir. Dolayısıyla kişinin bu yeme davranışını geliştirirken maruz kaldığı stresörler ortadan kalkmadıkça sağlıklı bir diyet planı izleyebilmesi söz konusu değildir. Zaten bu tür kişiler içinde bulundukları psikolojik temelli yanlış alışkanlıklarından dolayı sık sık diyetisyen değiştirme, bir diyet programa bağlı kalamama, sosyal ortamlardan çekilme, dolayısıyla da kendine güveninde azalma ile seyreden bir yaşam tarzının içine çekilmeye başlarlar.

Öncelikle uzman bir diyetisyen tarafından vücut kitle endeksinin hesaplanması, kişinin ideal kilosunun ne olacağı konusunda bilgilendirilmesi, sağlıklı ve uygulanabilir bir diyet programının sunulması, özgüvenin kazanılması ve motivasyonun sağlanması açısından önemlidir. Sonrasında ise kişinin yaşam tarzında bu diyet programının uygulanabilirliğini engelleyen yaşam olaylarının tartışılması, diyeti bozucu stres faktörlerinin derinlemesine incelenmesi ve bertaraf edilebilmesi psikolojik ve bu programın uygulamaya dönük olarak kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.

YAZA MERHABA DERKEN...


ŞOK DİYETLER, ASLINA SADIK KALINMADIĞI İÇİN KISA SÜRÜP BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANAN BESLENME PROGRAMLARIYLA GEÇEN ,KİLO VERMENİN YA DA ALMANIN İMKANSIZLIĞINA VE ÇEŞİTLİ HASTALIKLARA UYGUN BESLENMENİN MÜMKÜN OLAMAYACAĞINA İNANDIĞINIZ BİR SENE OLDUYSA 2009 VE 2010’UN İLK AYLARI,BAHARIN SICAKLIĞINI HİSSETTİRDİĞİ SU GÜNLERDE BESLENME ALIŞKANLIĞINIZI DEĞİŞTİRMENİN VAKTİ GELMİŞ DEMEKTİR.

HAYATIN HER DÖNEMİNDE BESLENME VARDIR.MUCİZE ANNE SÜTÜYLE BAŞLAYAN BESLENME SERÜVENİ NEFES ALIP VERDİĞİMİZ SÜRECE DEVAM EDER.
BU SEBEPTEN DOLAYI GEÇİŞTİRİLMEMELİ,ÖZEN GÖSTERİLMELİ,YERİNE VE ZAMANINA GÖRE ARAÇ VE AMAÇ OLABİLMELİDİR.
BAHARIN İÇİMİZİ FIKIR FIKIR YAPAN ETKİSİYLE, KENDİMİZİ ÇOK DAHA ZİNDE HİSSETMEMİZİ SAĞLAYACAK ÖNERİLERİMDEN İŞTE BİRKAÇI;

***BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞİŞTİRİNİZ.***
 YETERLİ VE DENGELİ BESLENME,SAĞLIKLI BESLENMEDİR BU NOKTAYA ODAKLANINIZ.VE DURUMUNUZ HER NE OLURSA OLSUN BAŞA DÖNMEMEK İÇİN HAYAT BOYU OLMASINA ÖZEN GÖSTERİNİZ.
 SEDANTER (HAREKETSİZ) YAŞAM TARZINI DEĞİL,FİZİKSEL AKTİVİTEYİ SÜREKLİ HALE GETİRDİĞİNİZ TARZI BENİMSEYİNİZ .
 KÜÇÜLTÜLMÜŞ PORSİYONLARLA VE ARA ÖĞÜNLERİ İHMAL ETMEDEN YEMEK YİYİNİZ Kİ TÜKETEBİLECEĞİNİZ MİKTARI 1-2 ÖĞÜNDE HARCAMAYINIZ.BÖYLECE HEM GÜN İÇİRESİNDE ACIKMAYA BAĞLI KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜKLERİ YAŞAMAZSINIZ HEM DE METABOLİZMANIZI YAVAŞLATMAMIŞ OLURSUNUZ.
 TEK BİR BESİN GRUBU İLE DEĞİL,4 BESİN GRUBUNU (Kİ BUNLAR SÜT, ET, TAHIL VE TAZE MEYVE-SEBZELERDİR) KULLANARAK BESLENİNİZ.AYIRMA DİYETLERİ SAĞLIĞI TEHDİT EDER.KİŞİ DÖRT BESİN GRUBUNDAN DA TÜKETMELİDİR Kİ YETERLİ KARBONHİDRAT,YAĞ,PROTEİN,VİTAMİN VE MİNERALLER ALINABİLİNSİN.
 SUSAMASANIZ DAHİ SUÇ İÇMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ.GUNE BİR BARDAK SU İLE BAŞLAMAK KENDİNİZİ İYİ HİSSETMENİZİ SAĞLAYACAKTIR.
 DOĞAL -KATKISIZ YİYECEKLERLE BESLENMEYE ÖZEN GÖSTERİNİZ.BU SAYEDE SİNDİRİM SİSTEMİNİZ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE SORUNSUZ ÇALIŞACAKTIR.
 LAHANA SUYU,SİRKELİ SU,YAĞI KESMEK,EKMEĞİ KESMEK,KULAKTAN DUYMA DİYETLER,ÖĞÜN ATLAMAK,GÜNDÜZÜ ES GEÇİP SADECE GECE YEMEK,PROBLEMİMİZE ÇÖZÜM DEĞİLDİR.BU TÜR BİLGİLERLE,UZMANINA SORMADAN UYGULAMAYA GEÇMEYİNİZ.UZMAN KONTROLÜNDE HEM BEDENSEL HEM DE RUHSAL OLARAK YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEYE HAZIR HALE GELMİŞ OLURSUNUZ.

UNUTULMAMALIDIR Kİ BESLENME BİR DERYADIR VE BESLENME ALANININ PROFESYONELİ YANİ DİYETİSYEN EŞLİĞİNDE HASTALIĞINIZA YA DA KİLO ALMA-VERMEYE UYGUN PROGRAMA BAŞLAMANIZ SİZE BÜYÜK AVANTAJ SAĞLAYACAKTIR.

YAZ GÜNEŞİ TADINDA NEŞELİ GÜNLER GEÇİRMENİZ DİLEKLERİMLE...

Yemek için yaşamak mı yoksa yaşamak için yemek mi ?

Eğer yaşamımızın her evresinde sağlıklı olmak istiyorsanız bunun altın kuralı sağlıklı beslenmektir. Yaşam kalitesini artırma ve her türlü hastalıktan korunma adına yeterli ve dengeli beslenmek şarttır.Bunun en sağlıklı göstergesi vücut ağırlığınızın uygun sınırlarda olmasını sağlamaktır.

ideal kilo aralığı Beden Kütle İndeksi (BKI) ile hesaplanmaktadır BKI=Kilo/(Boy)2 ,Yaşa göre uygun BKI değerleri aşağıdadır ;

YAŞ--------------BKI
19-24 ---------19-24
25-34 ---------20-25
35-44 ---------21-26
45-54 ---------22-27
55-65 ---------23-28
65+ -----------24-29

Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmek anlamına gelmektedir,yani 4 besin grubundan (Süt,Et,Tahıl,Meyve ve Sebze) gereken miktarlarda gün içerisinde almak gerekmektedir.
En önemli nokta alışkanlıkları değiştirmek,farklı bir hayat tarzına sahip olmayı amaçlamaktır.Bu sayede kalıcılık sağlanır ve beslenme ile ilgili herhangi bir hastalık ve/veya kilo problemi yaşanmaz.

10 Mart 2010 Çarşamba

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) VE BESLENME / Dyt.Ruhan Süme Yiğit


Diabetes Mellitus pankreastan salgılanarak kan şekerinin kullanımını düzenleyen insülin hormonunun yetersizliği sonucunda karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmalarındaki bozukluklarla seyreden bir metabolizma ve endokrin hastalığıdır. Halk arasında ‘şeker hastalığı’ olarak bilinir.
Kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi).
Bunun için kişi şeker içermeyen ve yeterli miktarda karbonhidrat,yağ ve protein düzeyine sahip olan beslenme programı içersinde olmalıdır.Bu sayede kan şekeri düzenlenir, kan şekeri yüksekliğinde,kısa veya uzun vadede ortaya çıkabilecek olan rahatsızlıkların önüne gecilmiş olur.

Uygunsuz bir yerde ve zamanda tutuşturulan bir ateş düşünün,yakmak için kibrit kullandınız.Ateşi biranevvel söndürmek istiyorsunuz bunun için suya ihtiyaç duyuyorsunuz.Şeker hastaları için tüketilen şeker ve şeker içeren besinler (bal,reçel,pekmez,vs...) uygunsuz yer ve zamanda yakılan bir ateş gibidir.Kan şekeri yükselmeye başlar (ateş kontrolsüz dağılıyor).Söndürmek yani kan şekerini düşürmek için ise su, pankreas adlı organımızdan salgılanan insülindir.İnsülin hormonu hastalığım tipine göre şeker hastalarında ya hiç salgılanmaz ya da az salgılanır.Suda kıtlık olduğunu düşünürsek bu ateşi hiç yakmamak gerekir.Evet şeker hastalarında da yakılmayacak ateş yani yapılmaması gereken şey, şeker ve şeker içeren besinleri tüketmemektir...

TÜKETMEMESİ GEREKEN BESİNLER İSE ŞUNLARDIR:

• Şeker ve şeker içeren yiyecekler(bal, reçel, pekmez, marmelat …)

• Hamur işi, börek , çörek, kurabiye, pasta, krem şanti..(Tatlandırıcı ile yapılmış sütlü tatlılar Beslenme ve diyet uzmanının kontrolünde tüketilebilir)

• Çikolata, gofret, tahin ve tahin helvası, çikolatalı ve karamelli soslar (Diyabetik ürünler kontrollü şekilde tüketilebilir)

• Yağda kızartmalar, kavurmalar, yağlı soslar, mayonez, salata sosları

• Sakatatlar(karaciğer, dalak, böbrek, işkembe, beyin, dil…)

• Salam, sucuk, sosis, pastırma,jambon

• Tereyağı, margarinler, krema, kaymak

• Alkollu içecekler, hazır meyve suları, asitli içecekler (Light içecekler kontrol çerçevesinde tüketilebilir.)

***Light ürün ve diyabetik ürün ayrımına dikkat edilmelidir. (Gerektiğinde,enerjisi azaltılmış ürünler değil tatlandırıcı ile tatlı hale getirilmiş ürünler kullanılmalıdır)

Yayınlanan yazıların içeriği sadece bilgilendirmeye yöneliktir, herhangi bir tıbbi teşhis ve tedavi özelliği taşımaz.

SIK SORULAN SORULAR --SSS--












SSS1-İDEAL KİLOM KAÇ OLMALI?

BKI (BEDEN KİTLE İNDEKSİ) NE GÖRE İDEAL KİLO,KİŞİNİN DE MUTLU OLCAĞI KİLO ARALIĞI GÖZE ALINARAK BELİRLENMEKTEDİR

SSS2-İDEAL KİLOMA DÜŞMEK NE KADAR ZAMAN ALACAK?

DİYETİSYEN İLE GÖRÜŞMENİZ SONUCU,YAZILMIS OLAN PORGRAM SİZE ÖZEL YAZILDIGI İÇİN DENENMİŞ SONUC ALINMIS BİR PROGRAM DEGİLDİR.SİZE ÖZGÜDÜR VE AMAÇ SADECE KİLO VERMEK OLMAMALIDIR.SAGLIKLI BESLENMEYİ HAYATINIZA GECİRMEYİ VE RUTİN KİLO VERİŞİ İLE BİRLİKTE KAS KAYBININ OLMAMASI HEDEFLENMELİDİR.ZAMAN İLE ALAKALI BİLGİ PROGRAMA DEVAM ETTİGİNİZ 1 AY İCERİSİNDE YAKLAŞIK OLARAK TAHMİN EDİLEBİLİR.(LİTERATÜRE GÖRE AYLIK 3 İLE 4 KİLO ARASI KİLO VERİSİ UYGUNDUR)

SSS3-İDEAL KİLOMA CIKMAK NE KADAR ZAMAN ALACAK?

KİLO ALMA PROBLEMİ OLAN KİŞİLERDE GENELDE SIKINTI İSTAHSIZLIKTIR.İSTAH PROBLEMİ YEMEK YEME İLE SAGLANMALIDIR.YEMEDİKÇE KİLO VERME KİLO VERDİKÇE MUTSUZ OLMA MUTSUZ OLDUKÇA DAHA FAZLA KİLO VERME KISIR DONGUSUNE GİRMEMEK İÇİN ÖNERİLEN YEME PROGRAMINA BİREBİR UYULMALIDIR VE ALISKANLIK HALİNE GETİRİLMEDİR Kİ SAGLIKLI BESLENME HAYAT TARZI HALİNE GELSİN.
(LİTERATURE GÖRE AYLIK 1 İLE 2 KİLO ARASINDA KİLO ALIŞI UYGUNDUR)

SSS4-İLAÇ KULLANIMINI ÖNERİYOR MUSUNUZ?

BU SORUYU CEVAPLAMAK İÇİN İLK ÖNCE PROGRAMLA BİRLİKTE DURUM DEGERLENDİRİLMESİ YAPILMALIDIR.BUNUN İÇİN BELİRLİ BİR SÜRE TAKİP YAPTIKTAN SONRA HERHANGİ BİR BİTKİSEL TAKVİYEYE İHTİYACINIZ OLUP OLMADIGINA KARAR VERİLECEKTİR.

SSS5-VERİLEN YİYECEKLER BANA COK VEYA AZ GELMEZ Mİ? BU ŞEKİLDE KİLO VERMEM MÜMKÜN MÜ?

UYGULANAN PROGRAMDAN ÖNCE SU-YAĞ VE KAS ORANLARINIZA BAKILMAKTA VE BAZAL METABOLİK HIZINIZ PROFESYONEL TARTI ALETİ İLE ÖLÇÜLMEKTEDİR.DOLAYISIYLA SOYLENENİN ALTINDA YA DA ÜSTÜNDE YEMENİZ DENGEYİ BOZMAKTA İSTENEN SONUCU ENGELLEMEKTEDİR.PROGRAMINIZDA KARBONHİDRAT PROTEİN VE YAĞ DENGELİ SEKİLDE VERİLMEKTEDİR.DIŞINA ÇIKMAKLA BU DENGEDE BOZULMUS OLMAKTADIR.BU YÜZDEN SAGLIKLI KİLO VERME SÜRECİ İÇERİSİNDEYKEN VE SAĞLIKLI BESLENME ÖMÜRLÜK HEDEFLENMİŞKEN SOYLENENİN NE ALTINDA NE ÜSTÜNDE YENMELİ BİREBİR GİDİLMELİDİR.BU SEKİLDE YAĞ KAYBI GERCEKLEŞECEK,KAS KAYBI OLMAYACAK VEYA MİNUMUMDA TUTULACAKTIR.